ABD-Çin Ticaret Anlaşması ve Avrupa'nın Tepkisi
ABD ile Çin arasında 2025 yılının Haziran ayında imzalanan yeni ticaret anlaşması, uzun süredir süregelen ticaret savaşlarında önemli bir dönüm noktası oldu. Anlaşmada gümrük vergilerinin karşılıklı olarak yeniden düzenlenmesi, kalıcı olmayan yaptırımların askıya alınması ve yüksek teknoloji ürünlerindeki belirli kısıtlamaların hafifletilmesi yer aldı. Tüm bu gelişmelerin ardından gözler, küresel ekonomi açısından büyük önemi olan Avrupa ve bu bloğun lokomotif ülkesi Almanya'ya çevrildi.
Almanya Ekonomi Bakanlığı'ndan ismi açıklanmayan bir yetkili, "Yeni ABD-Çin anlaşması, Avrupa'nın aleyhine bir durum yaratmıyor. Tam tersine, küresel tedarik zincirlerinin rahatlaması ve uluslararası ticaretin önündeki engellerin hafiflemesi, Avrupa üreticileri açısından da sevindirici" ifadelerini kullandı. Alman otomotiv ve makine sektörlerinin, Asya ve Amerika pazarlarında büyük payı olduğunu hatırlatan yetkili, yapılan düzenlemelerin AB ihracatçılarına da dolaylı olarak olumlu yansıyabileceğini söyledi.

Alman Sanayi Kulislerinde Neler Konuşuluyor?
Almanya'da ihracatın yaklaşık %60'ı Avrupa dışı ülkelere, özellikle ABD ve Çin'e yapılıyor. Son yıllardaki gümrük savaşları ve karşılıklı ambargolar, Alman şirketlerinin siparişlerinde ciddi dalgalanmalara yol açmıştı. Haziran 2025'te imzalanan bu anlaşmayla birlikte, Alman sanayi şirketleri bir nebze nefes aldıklarını belirtiyor. Özellikle çip, otomobil ve makine sektörlerindeki üst düzey yöneticiler, "Rakiplerimizin ABD ve Çin'de karşı karşıya kaldığı belirsizlik ortamı, artık bizim için de yumuşadı," diyor.
Bir diğer önemli nokta ise, yeni düzenlemeler sayesinde Alman firmalarının Çin ile ABD arasında oluşan yeni karşılıklı ticaret avantajlarını daha iyi değerlendirebilecek olması. Birçok yöneticiye göre, "Doğrudan değil ama dolaylı olarak anlaşmanın pozitif etkileri Euro Bölgesi'nde kısa sürede hissedilecek." Üniversitelerde ise uzmanlar, ABD-Çin anlaşmasının küresel tedarik zincirlerinin üzerindeki baskıyı önemli ölçüde azalttığının, AB ülkeleri için hem iş gücü hem de istihdam alanında fırsatlar yaratabileceğinin altını çiziyor.
- Otomotiv sektörü, ABD ve Çin pazarlarındaki belirsizliğin azalmasını fırsat biliyor.
- Makine ve ekipman ihracatı yapan firmalar, sevkiyat sürelerinin kısalmasını bekliyor.
- Ticaret savaşlarının gölgesinde yatırımlarını erteleyen bazı Alman şirketleri, planlarını güncellemeye başladı.
Bazı Alman analistler ise temkinli. ABD ve Çin'in kendi iç pazarlarını koruma reflekslerinin uzun vadede Avrupa'nın rekabet avantajını aşındırabileceği uyarısını yapıyor. Ancak kısa vadede anlaşmanın küresel piyasada sükunet sağladığına dair genel bir görüş var.
Özetle Almanya, ABD-Çin ticaret anlaşmasının ardından Avrupa'nın dışlanmadığını ve hatta bu yeni dengelemenin AB ekonomisine alan açtığını düşünüyor. Berlin, süreci yakından izlemeye devam ediyor çünkü küresel ekonomik tablo, her an yeni bir dinamikle şekillenebilir.