Japonya'da Tarihi Zirve: Nikkei 225’in Rüzgarı
Asya borsaları 2025’in ortalarında adeta hareketlendi. En çok konuşulan ülke ise açık ara Japonya oldu. Nikkei 225 endeksi 24 Temmuz’da tam 41.850,83 puan ile zirveyi gördü. Bu, yıl başından beri yüzde 28,51’lik bir tırmanış anlamına geliyor. Yani Japonya borsası yatırımcısına başka yerde kolay kolay bulunmayan bir getiri sundu.
Peki Japonya’da bu patlamanın arkasında ne var? Öncelikle ABD ile yapılan yeni ticaret anlaşmasının etkisi çok büyük. Otomobil tarifeleri artık yüzde 15’e çekildi, bu da Japon otomobil devlerinin ve sanayi hisselerinin önünü açtı. Bir diğer önemli gelişme de Japon şirketlerinin artık kârı daha çok yatırımcılara dağıtması. Yıllarca temkinli davranan şirketler, küresel rekabetin de baskısıyla hissedarları sevindirecek adımlar attı.
Nikkei 225’in 52 haftalık aralığı 30.792 ile 42.065 puan arasında, yani son bir yılda neredeyse yüzde 40’lık bir değişim söz konusu. Bu dönem, ABD’deki teknoloji rallisinin de desteğiyle, Japon hisselerine olan ilgiyi iyice artırdı. İlginç bir detay ise, yabancı yatırımcıların Japonya hisse piyasasındaki ağırlığının hâlâ görece düşük olması. Yani hâlâ ucuz kalan pek çok Japon hissesi var ve gözünü fırsata diken küresel yatırımcılar için yeni bir giriş kapısı oluştu.

Bölgede Karmakarışık Tablo: Kim Kazandı, Kim Geride Kaldı?
Japonya dışında diğer Asya borsalarına baktığımızda ise tablo biraz daha karışık. Avustralya’nın ASX 200 endeksi, altın madencilerinin yükselmesiyle ufak da olsa artıya geçti. Burada küresel altın fiyatlarının seyri yatırımcıların yönünü belirliyor. Avustralya ekonomisinde ise toparlanma sinyalleri öne çıktı.
Buna karşın Güney Kore ve Singapur borsalarında hafif gerilemeler görüldü. Özellikle teknoloji ve ihracat odaklı şirketlere yönelik kaygılar bu düşüşte etkili oldu. Yatırımcılar, ABD ile Çin arasındaki ticaret görüşmelerinden çıkacak olası sonuçlara odaklandı.
Hong Kong ve Endonezya ise günü yüzde 1’in üzerinde yükselişle tamamladı. Yatırımcıların risk alma iştahındaki değişim, bölgesel olarak fırsatları şekillendirdi. Çin’den gelen güçlü ekonomik veriler de güveni artırırken, ülkenin küresel piyasalardaki istikrarına katkı sağladı.
Bir diğer önemli başlık ise ABD ile Çin’in ticaret görüşmeleri. Anlaşma masasında henüz sonuç çıkmasa da, taraflar gümrük tarifelerinde ertelemeye sıcak bakıyor. Bu da piyasaların kısa vadede rahat nefes almasını sağladı. Yine de pek çok yatırımcı, Avrupa Merkez Bankası’nın faiz kararı ve sonradan açıklanacak Satın Alma Yöneticileri Endeksleri gibi global verileri merakla bekliyor.
Sonuç olarak Asya’da kazanç arayışı yeni fırsatlarla dolu. Özellikle Japon piyasası; düşük yabancı yatırım, güçlü şirket reformları ve büyük anlaşmalarla adından söz ettirmeye devam ediyor. Diğer yandan, Çin’in ekonomik gücü ve ABD ile ticaret denklemleri bölgeyi önümüzdeki dönemde de küresel yatırımcılar için ilgi odağı yapacak gibi görünüyor.